Cinsellik, insan hayatının doğal ve önemli bir parçasıdır. Ancak bu konuda yaygın olarak kabul gören bazı yanlış bilgiler ve efsaneler, doğru bilgiye ulaşmayı zorlaştırabilir. Bu içerik, seksle ilgili yaygın ancak gerçekle bağdaşmayan mitleri ele alarak, cinsellik hakkında daha bilinçli ve aydınlanmış bir bakış açısı sunmayı amaçlar. Cinselliğin tabulardan uzak, doğru bilgilerle ele alınması gerektiği felsefesinden hareketle, bu karmaşık konuda sizleri aydınlatmak için buradayız.
Efsane 1: Yatak Odasında Kibar ve Nazik Olmak En İyisidir
Yatak odasındaki davranışlarımızın günlük hayattaki nezaket kurallarına birebir uyması gerektiği yönündeki genel kanı, aslında cinsel deneyimi sınırlandırabilir. Bu bölümde, her zaman kibar ve nazik olmanın cinsellikteki rolü sorgulanmaktadır. Bazı durumlarda daha cesur, baskın veya farklı yaklaşımların, ilişkinin ateşini yükseltebileceği ve daha tatmin edici bir deneyim sunabileceği anlatılmaktadır. Güç oyunları, partnerlerin birbirlerinin sınırlarını keşfetme yolları ve bu dinamiklerde iletişimin ne kadar önemli olduğu üzerinde durulacaktır. Bu, özellikle yerleşik sosyal normların dışında farklı heyecanlar arayan veya partneriyle daha tutkulu bir bağ kurmak isteyen yetişkin bireyler için ilginç bilgiler sunar.
Efsane 2: Komik Erkekler Sekste Daha Makbuldür
Cinsellik anında mizahın rolü, sıkça tartışılan bir konudur. Erkeklerin esprili olmasının sekste her zaman bir avantaj sağladığı veya kadınların bunu her zaman aradığı yönündeki varsayım, bu bölümde ele alınmaktadır. Mizahın ne zaman yerinde olabileceği ve ne zaman dikkati dağıtabileceği açıklanacaktır. Ayrıca, partnerin isteklerine ve anın atmosferine odaklanmanın, şakalar yapmak kadar hatta daha önemli olabileceği vurgulanacaktır. Bu bölüm, ilişkilerinde mizahın rolünü merak eden ve cinsellik sırasında iletişim ile karşılıklı anlayışın önemine dikkat çeken bireylere hitap etmektedir.
Efsane 3: Kadınlar Erkekler Kadar Seks İster
Kadınların cinsel isteklerinin erkeklerin istekleriyle tam olarak aynı olup olmadığına dair yaygın inanış, bu alt başlıkta incelenmektedir. Kadınların cinsel isteklerinin hormonal, duygusal ve psikolojik pek çok faktörden etkilenebileceği ve bu isteklerin bazen erkeklerden daha düşük veya farklı olabileceği üzerinde durulmaktadır. Cinsel dürtü farklılıklarının doğal olduğu ve bu konudaki beklentilerin gerçekçi olması gerektiği belirtilecektir. Bu, cinsiyetler arası cinsel istek farklılıklarını anlamaya çalışan ve ilişkilerinde bu konuyu daha iyi yönetmek isteyen çiftler ve bireyler için faydalı bilgiler sunacaktır.
Efsane 4: Güzel Kadınları Baştan Çıkarmak Zordur
Dış güzelliğin bir kadını baştan çıkarmada belirleyici olduğu yönündeki yaygın algı, bu bölümde mercek altına alınmaktadır. Güzelliğin ötesinde, bir kadını etkilemede özgüven, zeka, mizah anlayışı, empati ve samimiyet gibi faktörlerin çok daha önemli olabileceği açıklanacaktır. "Güzellik" algısının kişisel ve kültürel olabileceği ve baştan çıkarmanın tek bir formülü olmadığı vurgulanacaktır. Bu, ilişki kurma ve flört etme konusunda kendine güvenmek isteyen, güzellik algısının ötesindeki etkileme faktörlerini merak eden erkekler ve kadınlar için yol gösterici olacaktır.
Efsane 5: Saçlarla Oynamak Her Zaman Erotiktir
Romantik veya erotik sahnelerde sıkça yer alan saçlarla oynamanın her zaman çekici olduğu yönündeki inanış, bu başlık altında sorgulanmaktadır. Saçlarla oynamanın bazı kişiler için rahatlatıcı veya çekici olabileceği, ancak herkes için bu durumun geçerli olmadığı açıklanacaktır. Kişisel tercihler, anın bağlamı ve partnerin bu tür dokunuşlara nasıl tepki verdiğinin önemi vurgulanacaktır. Bu bölüm, partnerleriyle fiziksel yakınlık kurarken farklı temas biçimlerini merak eden ve partnerinin dokunuşlarına karşı kişisel tepkilerini anlamak isteyen bireylere yöneliktir.
Efsane 6: Kadınlar Seks Sonrası Sarılmayı Erkeklerden Daha Çok İster
Seks sonrası yakınlık isteğinin cinsiyete özgü olduğu yönündeki yaygın efsane, bu bölümde ele alınmaktadır. Yapılan araştırmalar ve gözlemler, hem erkeklerin hem de kadınların seks sonrası fiziksel yakınlık, sarılma ve şefkat isteyebileceğini göstermektedir. Bu isteğin cinsiyetten ziyade bireysel ihtiyaçlara ve ilişkinin dinamiğine bağlı olduğu vurgulanacaktır. Bu bilgiler, ilişkilerinde seks sonrası yakınlık ihtiyacını ve partnerinin beklentilerini anlamaya çalışan çiftler için önem taşımaktadır.
Efsane 7: En Heyecan Verici Seks, Yeni Tanışılan Biriyle Olur
Cinselliğin sadece yenilikle heyecanlı olduğu fikri, bu başlık altında sorgulanmaktadır. Uzun süreli ilişkilerdeki cinselliğin derinliği, samimiyeti ve karşılıklı anlayışı öne çıkarılacaktır. Yeni bir partnerle yaşanan deneyimlerin heyecan verici olabileceği kabul edilmekle birlikte, mevcut bir ilişkideki cinsel bağın ve keşfin de benzer veya daha fazla heyecan katabileceği belirtilecektir. Bu, uzun süreli ilişkilerde cinselliklerinin tazeliğini ve heyecanını korumak isteyen çiftler ile ilişkilerdeki cinsel tatminin sadece yeniliğe bağlı olmadığını anlayan bireyler için ilgi çekici olacaktır.
Efsane 8: Erkek Cinsel Organının Boyutu Cinsel Gücünün Göstergesidir
Penisin boyutunun cinsel tatmin veya erkeklik gücüyle doğrudan ilişkili olduğu yönündeki yaygın ancak yanlış inanış, bu bölümde ele alınmaktadır. Cinsel tatminin pek çok faktöre bağlı olduğu; partnerin zevkini anlama, iletişim, ön sevişme ve genel cinsel becerinin boyut kadar, hatta daha önemli olabileceği vurgulanacaktır. Bu efsanenin, partnerlerin kendilerine olan güvenlerini olumsuz etkileyebileceği belirtilecektir. Bu bilgiler, cinsel organ boyutuyla ilgili endişeleri olan erkekler ve partnerlerinin cinsel tatminini en üst düzeye çıkarmak isteyen bireyler için rehber niteliğindedir.
Efsane 9: Erken Boşalma Erkeklik Belirtisidir
Erken boşalmanın bir zayıflık veya erkeklik eksikliği göstergesi olduğu yönündeki toplumsal algı, bu alt başlıkta incelenmektedir. Erken boşalmanın tıbbi, psikolojik veya yaşam tarzı gibi çeşitli nedenleri olabileceği ve bunun bir hastalık değil, yönetilebilir bir durum olduğu açıklanacaktır. Erkeklik algısının sadece cinsel performansla sınırlı olmadığı vurgulanacaktır. Bu, erken boşalma sorunu yaşayan veya bu konuda bilgi edinmek isteyen erkekler ve onların partnerleri için önemlidir.
Efsane 10: Sağlıklı Bir Erkeğin Cinsel Performansı Asla Bozulmaz
"Sağlıklı bir erkeğin her zaman cinsel ilişkiyi isteyeceği ve buna her zaman hazır olacağı" şeklindeki efsane, bu bölümde çürütülmektedir. Stres, yorgunluk, sağlık sorunları, ilaç kullanımı veya ilişki problemleri gibi çeşitli faktörlerin bir erkeğin cinsel performansını ve isteğini geçici veya kalıcı olarak etkileyebileceği açıklanacaktır. Cinsel isteğin dalgalanmasının doğal olduğu vurgulanacaktır. Bu bilgiler, cinsel istekte dalgalanmalar yaşayan veya partnerinin isteklerindeki değişimleri anlamaya çalışan bireyler ve çiftler için aydınlatıcı olacaktır.
Efsane 11: Sertleşme Kaybı, Partneri Çekici Bulmadığı Anlamına Gelir
Sertleşme kaybının (erektil disfonksiyonun) her zaman partnerin çekiciliğinden kaynaklandığı yönündeki yanlış kanı, bu bölümde ele alınmaktadır. Sertleşme kaybının fiziksel (kalp hastalıkları, diyabet, hormonal dengesizlikler gibi) ve psikolojik (kaygı, depresyon, stres gibi) pek çok nedeni olabileceği belirtilecektir. Bu durumun partner çekiciliği ile her zaman doğrudan ilişkili olmadığı ve tıbbi destekle çözülebileceği vurgulanacaktır. Sertleşme sorunları yaşayan veya partnerinde bu durumu gözlemleyen bireyler ve çiftler için bu bilgiler önemli bir farkındalık yaratacaktır.
Efsane 12: Bazı Erkekler Doğuştan İyi Seks Yapar
Cinsel becerilerin doğuştan geldiği ve geliştirilemediği yönündeki efsane, bu alt başlıkta çürütülmektedir. Cinsel becerilerin, öğrenme, pratik yapma, iletişim ve partnerle keşif yoluyla zamanla geliştirilebileceği açıklanacaktır. Bu geliştirilebilirliğin, "doğuştan iyi sevişme" mitinden daha önemli olduğu ve her bireyin partnerini daha mutlu edebileceği belirtilecektir. Cinsel becerilerini geliştirmek isteyen, partnerine daha fazla zevk vermek isteyen ve bu konuda kendini eksik hisseden bireyler için bu bölüm motive edici olacaktır.
Efsane 13: Oral Seks Güvensizdir veya Olgunlaşmamışlık Göstergesidir
Oral seksle ilgili yanlış anlamalar ve korkular, bu bölümde giderilmektedir. Oral seksin riskleri hakkında bilgi verilirken (örneğin, cinsel yolla bulaşan hastalıklar), doğru korunma yöntemleriyle (kondom veya dental dam) bu risklerin önemli ölçüde azaltılabileceği belirtilecektir. Oral seksin, bireylerin tercihlerine bağlı olarak sağlıklı ve tatmin edici bir cinsel aktivite olabileceği ve bunun olgunlaşmamışlıkla ilgili olmadığı açıklanacaktır. Bu, oral seksin riskleri ve güvenliği hakkında bilgi edinmek isteyen ve bu konudaki toplumsal yargıları merak eden bireyler için aydınlatıcı olacaktır.
Efsane 14: Belirli Seks Pozisyonları Daha Doğaldır veya Gebelik Şansını Artırır
Seks pozisyonlarının doğallığı veya gebelik şansını etkilediği yönündeki yaygın inanışlar, bu bölümde incelenmektedir. Pozisyonların büyük ölçüde kişisel tercihlere ve rahatlığa bağlı olduğu, "doğal" bir pozisyonun olmadığı belirtilecektir. Ayrıca, gebelik şansının pozisyondan ziyade korunmasız cinsel ilişkinin zamanlaması ve spermin yumurtaya ulaşmasıyla ilgili olduğu, pozisyonların bu süreci anlamlı şekilde etkilemediği açıklanacaktır. Bu, gebelikten korunma yöntemlerini araştıran ve cinsel pozisyonlar hakkında doğru bilgilere ulaşmak isteyen bireyler ve çiftler için önemlidir.
Efsane 15: Cinsel Fantezi Kurmak Yanlıştır veya Eşcinselliğe Yol Açar
Cinsel fantezilerin doğası ve işlevi, bu başlık altında açıklanmaktadır. Fantezilerin, kişinin cinsel hayal gücünün bir parçası olduğu, gerçek hayattaki eylemlerle doğrudan ilişkili olmadığı ve bireyin cinsel kimliğini veya yönelimini belirlemediği belirtilecektir. Fantezilerin aynı zamanda güvenli bir keşif alanı sunduğu ve cinselliği zenginleştirebileceği vurgulanacaktır. Bu bilgiler, cinsel fantezileri hakkında bilgi edinmek isteyen ve bu konuda olası endişeleri veya merakları olan bireyler için önemlidir.
Efsane 16: Anal ve Oral Seks, Vajinal Seksten Daha Güvenlidir
Farklı cinsel eylemlerin riskleri, bu bölümde karşılaştırılmaktadır. Anal ve oral seksin, vajinal seks kadar risk taşıyabileceği ve özellikle cinsel yolla bulaşan hastalıklar (CYBH) açısından da dikkatli olunması gerektiği açıklanacaktır. Korunmasız her türlü cinsel eylemin riskli olabileceği ve korunma yöntemlerinin (kondom, düzenli testler) önemi vurgulanacaktır. "Daha güvenli" kavramının, riskin türüne ve alınan önlemlere bağlı olduğu belirtilecektir. Bu, farklı cinsel eylemlerin riskleri ve güvenliği hakkında doğru bilgilere ulaşmak isteyen ve cinsel sağlık konusunda bilinçlenmek isteyen bireyler için faydalıdır.
Efsane 17: Adetliyken Hamile Kalmak Mümkün Değildir
Adet dönemindeyken gebelik riskinin olup olmadığı, bu alt başlıkta açıklanmaktadır. Adet döneminin sonlarına doğru veya adet biter bitmez korunmasız cinsel ilişki durumunda, özellikle düzensiz döngülerde gebelik riskinin her zaman var olabileceği belirtilecektir. Spermin vücutta daha uzun süre canlı kalabileceği ve yumurtlamanın öne çekilebileceği durumlar açıklanacaktır. Bu, gebelikten korunma yöntemleri hakkında bilgi arayan ve adet döngüsü ile gebelik ilişkisini merak eden bireyler ve çiftler için önem taşımaktadır.
Efsane 18: Prezervatif Kullanmak Seks Zevkini Azaltır
Prezervatif kullanımının cinsel zevk üzerindeki etkisi, bu bölümde ele alınmaktadır. Modern prezervatiflerin ince yapısı ve farklı materyallerle üretilmiş seçenekleriyle, zevki minimum düzeyde etkilediği veya hatta bazı durumlarda güven hissiyle zevki artırabileceği açıklanacaktır. Prezervatiflerin, istenmeyen gebeliklerden ve CYBH'lerden korunmadaki vazgeçilmez rolü vurgulanacaktır. Bu, prezervatif kullanımının cinsel deneyimlerini nasıl etkileyeceğini merak eden ve korunma yöntemleri hakkında daha fazla bilgi edinmek isteyen bireyler için önemlidir.
Efsane 19: Geri Çekilme Yöntemi Güvenilir Bir Doğum Kontrol Yöntemidir
"Geri çekilme" (coitus interruptus) yönteminin etkinliği ve riskleri, bu başlık altında detaylıca incelenmektedir. Bu yöntemin yüksek hata payına sahip olduğu, çünkü boşalmadan önce gelen ön sıvıda (pre-ejakulat) da sperm bulunabileceği ve bu sıvının da gebeliğe yol açabileceği açıklanacaktır. Güvenilir bir doğum kontrol yöntemi olarak değerlendirilmediği belirtilecektir. Bu, doğum kontrol yöntemlerini araştıran ve geri çekilme yönteminin güvenilirliği konusunda net bilgi edinmek isteyen bireyler için hayati önem taşımaktadır.
Efsane 20: Kayganlaştırıcılar Sadece Cinsel Uyarılma Olmadığında Gerekir
Kayganlaştırıcıların kullanım amaçları, bu bölümde genişletilmektedir. Sadece cinsel uyarılma eksikliğinde değil, aynı zamanda vajinal kuruluk, ağrı (disparoni) gibi durumlarda rahatlık sağlamak, sürtünmeyi azaltarak cinsel deneyimi daha keyifli hale getirmek ve prezervatiflerin yırtılma riskini azaltmak gibi çeşitli nedenlerle de kullanılabileceği açıklanacaktır. Bu, cinsel rahatlıklarını artırmak isteyen, vajinal kuruluk veya ağrı yaşayan ve kayganlaştırıcıların kullanımı hakkında bilgi edinmek isteyen bireyler için pratik bilgiler sunmaktadır.
Efsane 21: Seks Sonrası Hemen Ayağa Kalkmak veya Tuvalete Gitmek Gebeliği Önler
Seks sonrası yapılan bazı davranışların (örneğin, hemen ayağa kalkmak, zıplamak, duş almak veya tuvalete gitmek) gebeliği önleme üzerindeki etkisi, bu alt başlıkta ele alınmaktadır. Bu tür davranışların sperm hareketini veya gebelik oluşumunu bilimsel olarak engellemediği açıklanacaktır. Gebeliğin oluşum mekanizmasının çok daha karmaşık olduğu ve bu basit eylemlerle engellenemeyeceği belirtilecektir. Bu, gebelikten korunma yöntemleri hakkında bilgi arayan ve cinsellik sonrası doğru bilinen yanlışlar hakkında netlik kazanmak isteyen bireyler için önemlidir.
Efsane 22: Kadın Orgazmı Gebelik Şansını Artırır
Kadın orgazmının gebelik üzerindeki potansiyel etkisi, bu bölümde incelenmektedir. Orgazm sırasında rahimde meydana gelen hafif kasılmaların spermin servikse doğru ilerlemesine bir miktar yardımcı olabileceği teorik olarak belirtilse de, bunun gebelik şansını anlamlı ölçüde artırdığına dair kesin bilimsel kanıt bulunmadığı açıklanacaktır. Gebeliğin oluşumunda ana faktörün sperm ve yumurtanın döllenmesi olduğu vurgulanacaktır. Bu bilgiler, cinsellik ve üreme sağlığı hakkında bilgi edinmek isteyen ve kadın orgazmı ile gebelik arasındaki ilişkiyi merak eden bireyler için aydınlatıcıdır.
Efsane 23: Tüm Kadınlar Vajinal Seksten Orgazm Olur
Kadınların orgazm deneyimlerinin çeşitliliği ve vajinal seksin tek başına orgazm için yeterli olmayabileceği, bu alt başlıkta açıklanmaktadır. Birçok kadının orgazm olabilmesi için klitoral uyarımın veya diğer ek uyarım yöntemlerinin gerektiği belirtilecektir. Kadın orgazmının sadece vajinal penetrasyonla sınırlı olmadığı ve bu konudaki beklentilerin kişisel farklılıklara göre ayarlanması gerektiği vurgulanacaktır. Bu, kadınların cinsel deneyimleri, orgazm çeşitliliği ve klitoral uyarım hakkında bilgi edinmek isteyen bireyler için önemlidir.
Efsane 24: Cinsellikte "Başarı" Kavramı Mutlak Bir Kuraldır
Cinsellikte "başarı" veya "performans" beklentileri, bu bölümde sorgulanmaktadır. Cinsellikteki başarının kişiden kişiye ve çiftten çifte değişebileceği, tek bir doğru standardı olmadığı belirtilecektir. Karşılıklı tatmin, iletişim, yakınlık ve keyif alma gibi unsurların, "başarı"dan daha önemli olduğu vurgulanacaktır. Bu, ilişkilerinde cinsel tatmin arayan, cinsel performans baskısı hisseden veya bu konudaki beklentilerini yönetmek isteyen bireyler ve çiftler için rahatlatıcı bilgiler sunmaktadır.
Efsane 25: Eşler Birbirini Sevince Nasıl Zevk Alacağını Otomatik Olarak Bilir
Sevginin otomatik olarak cinsel uyum sağlamayacağı, bu alt başlıkta belirtilmektedir. Aşk ve sevginin güçlü bir bağ oluşturduğu, ancak partnerlerin birbirlerinin cinsel ihtiyaçlarını, tercihlerini ve isteklerini otomatik olarak bilemeyeceği açıklanacaktır. Cinsel uyumun ve tatminin, açık iletişim, keşif ve karşılıklı anlayışla inşa edildiği vurgulanacaktır. Bu, ilişkilerinde cinsel iletişimi geliştirmek isteyen ve partnerlerinin beklentilerini daha iyi anlamak isteyen çiftler için kritik bir bilgidir.
Efsane 26: Çiftlerin Aynı Anda Orgazm Olması Gereken Bir Hedef Olmalıdır
Senkronize orgazm beklentisinin gerçekçiliği ve baskı oluşturma potansiyeli, bu bölümde incelenmektedir. Çiftlerin aynı anda orgazm olmasının nadir bir durum olduğu ve bu hedefe ulaşmanın çiftler üzerinde gereksiz bir baskı yaratabileceği belirtilecektir. Her iki partnerin de kendi orgazm deneyimini yaşaması ve birbirlerinin deneyimlerine saygı duyması gerektiği vurgulanacaktır. Bu, ilişkilerinde cinsel beklentilerini yönetmeye çalışan ve senkronize orgazm baskısı hisseden çiftler için önemlidir.
Efsane 27: Cinsellikte Roller Kadın ve Erkek Arasında Temelde Farklıdır
Cinsellikteki rol ve sorumlulukların toplumsal cinsiyet kalıplarına göre belirlendiği yönündeki fikir, bu alt başlıkta sorgulanmaktadır. Kadınların pasif, erkeklerin aktif olması gibi katı rollerin yerine, her bireyin kendi isteklerine, kişilik özelliklerine ve tercihlerine göre cinsellikte rol alabileceği belirtilecektir. Esnek ve paylaşımlı rollerin daha sağlıklı bir cinsel ilişkiyi desteklediği vurgulanacaktır. Bu, toplumsal cinsiyet rolleri ve cinsellik arasındaki ilişkiyi anlamaya çalışan ve daha esnek ve eşitlikçi cinsel ilişki modelleri arayan bireyler için yol göstericidir.
Sıkça Sorulan Sorular (SSS)
Seks Sırasında Konuşmak Deneyimi Bozar mı?
Seks sırasında konuşmak, partnerlerin birbirlerini daha iyi anlamasına, isteklerini ifade etmesine ve deneyimi daha keyifli hale getirmesine yardımcı olabilir. Deneyimi bozup bozmayacağı, konuşmanın içeriğine ve çiftin tercihlerine bağlıdır. İletişim, ilişkinin yakınlığını ve cinsel deneyimin kalitesini artırabilir. Ek olarak, bazı insanlar için sessizlik de yoğun bir zevk kaynağı olabilir. Önemli olan, her iki partnerin de rahat hissettiği ve birbirlerinin tercihlerine saygı duyduğu bir iletişim kurmaktır.
Seks, Kilo Vermeye Yardımcı Olur mu?
Seks sırasında belirli bir miktar kalori yakıldığı doğru olsa da, bunun anlamlı bir kilo verme yöntemi olarak kabul edilemeyeceğini belirtmek gerekir. Kilo verme için dengeli beslenme ve düzenli egzersiz gibi daha etkili yöntemler bulunmaktadır. Ortalama bir cinsel ilişki sırasında yakılan kalori miktarı, kişinin fiziksel aktivitesine ve ilişkinin süresine bağlı olarak değişiklik gösterir; ancak bu miktar genellikle kısa süreli hafif egzersizle eşdeğerdir.
Gebelikten Korunmak Sadece Kadının Sorumluluğudur.
Gebelikten korunmak ve cinsel yolla bulaşan hastalıklardan korunmak, hem erkeklerin hem de kadınların ortak sorumluluğudur. Bu konuda sadece kadına yük bindirilmesi doğru değildir; çiftlerin birlikte karar alması ve önlem alması büyük önem taşır. Etkili korunma yöntemleri arasında kondom kullanımı, doğum kontrol hapları, spiral gibi seçenekler bulunur ve bu yöntemlerin seçimi ve kullanımı konusunda çiftlerin birlikte hareket etmesi gerekmektedir.
Tüm Fiziksel Yakınlaşmalar Cinsel Birliktelikle Bitmelidir.
Sarılmak, öpüşmek, masaj yapmak gibi yakınlaşmalar da partnerler arasında bağ kurar ve keyif verir. Her yakınlaşmanın bir cinsel birleşme ile sonuçlanması gerektiği fikri, ilişkilere gereksiz baskı getirebilir; farklı yakınlaşma biçimleri de değerlidir. Partnerlerin birbirlerine olan ilgilerini ve yakınlıklarını ifade etmenin birçok yolu vardır ve bu yolların her biri ilişkinin kalitesini artırabilir. Cinsel birliktelik, yakınlaşmanın doğal bir sonucu olabilir ancak tek amacı veya zorunluluğu değildir.
Prezervatifleri Partnerimin Taşımasına Güvenmeliyim.
Prezervatiflerin doğru bir şekilde saklanması (ısıdan, nemden ve fiziksel hasardan korunarak) önemlidir. Partnerin taşıdığı prezervatiflerin bu koşullara uygun olup olmadığını kontrol etmek, cinsel sağlık açısından bireyin kendi sorumluluğudur. Prezervatiflerin ambalajının yırtık olup olmadığını ve son kullanma tarihlerini kontrol etmek, her zaman kullanmadan önce yapılması gereken önemli bir adımdır. Kendi prezervatiflerinizi yanınızda bulundurmak da ek bir güvenlik önlemi olabilir.
Uyarı: Bu yazı, kullanıcıları bilgilendirme amacını taşımaktadır ve herhangi bir tıbbi tavsiye veya teşhis yerine geçmez. Herhangi bir sağlık sorununuz için bir mutlaka ilgili uzmana başvurunuz.
